Partnerinle gün içinde konuşuyorsun...
✔️ Akşam ne pişeceğini konuşuyorsunuz
✔️ Faturaları, çocukların okulunu, iş stresini paylaşıyorsunuz
Ama içten içe şöyle diyorsun:
“Aslında hiçbir şey konuşmuyoruz...”
“Sadece bilgi alışverişi yapıyoruz, ruhlarımız hiç buluşmuyor.”
“O da konuşuyor, ben de... Ama ikimiz de yalnız gibiyiz.”
İşte bu yazıda, ilişkide konuşuyormuş gibi yapmanın ama gerçek bağ kuramamanın nedenlerini, konuşmanın nasıl derinleştirilebileceğini ve hangi konularla başlamak gerektiğini detaylıca ele alacağız.
Yüzeysel konuşma, iki insanın sadece günlük rutinleri, zorunlulukları ve teknik bilgileri paylaştığı iletişim biçimidir. Duygu yoktur. Derinlik yoktur.
Zamanla bu iletişim, “partnerimle değil ev arkadaşım ya da iş arkadaşım gibi konuşuyorum” hissi yaratır.
Örnek:
“Çocuk okuldan ne zaman alınacak?”
“Marketten bir şey lazım mı?”
“Bugün işte çok yoğundum.”
Hiçbiri sorun değil. Ama sadece bunlar varsa, ilişki zamanla bağ kurma alanını kaybeder.
Gerçek bir ilişki, sadece bilgi değil, duygu da paylaşabildiğiniz bir alandır.
“Nasıl geçti?” yerine “Bugün seni en çok etkileyen şey neydi?” gibi sorular ilişkinin ruhunu değiştirir.
Örnek:
❌ “Bugün iş nasıldı?”
✅ “Bugün seni en çok ne yordu? Ne mutlu etti?”
Bu küçük farklar, “gerçekten beni duyuyor” hissi yaratır.
Derin konuşmalar, televizyon açıkken, çocuklar odada gezerken ya da telefona bakarken olmaz.
Sakin, dikkatin sadece birbirinde olduğu özel bir zaman yaratılmalı.
Örnek:
Her hafta 30 dakikalık “biz sohbeti” zamanı ayarlayın.
Kuralsız, sadece ne hissediyorsan onu paylaşacağın bir alan.
“Evet” ya da “hayır” ile biten sorular yerine, partnerin düşünmesini ve paylaşmasını sağlayacak açık uçlu sorular sor.
Örnek Sorular:
“Son zamanlarda seni içten içe en çok ne düşündürüyor?”
“Kendini bana ne zaman en yakın hissettin?”
“Birlikte yapmadığımız ama hayal ettiğin bir şey var mı?”
Bu sorular, partnerin iç dünyasına kapı aralar.
Gerçek konuşma, “neden böyle söyledin?” demek değil; “bunu neden hissettin?” diye sorabilmektir.
Yargılayan değil, merak eden bir dil tercih edilmeli.
Örnek:
❌ “Bunu niye böyle yaptın?”
✅ “Bu senin için neden önemliydi? Anlatmak ister misin?”
Sessizlik rahatsız edici olabilir ama bazen bir duygunun sindirilmesine alan açar.
Derin konuşmaların ardından oluşan sessizlik, bağın güçlendiği yerdir.
Örnek:
Partner duygusal bir şey söyledikten sonra hemen cevap verme.
Ona “seni duyuyorum” anlamına gelen bir bakış, bir dokunuş yeterlidir.
Zamanla büyüyen ama hiç konuşulmayan konular, duygusal mesafeyi artırır.
İlişkide bazı konular zor olabilir ama konuşulmadıkça görünmeyen bariyerlere dönüşür.
Konu Başlıkları:
“İlişkide yalnız hissetmek”
“Cinsel beklentiler ve yakınlık”
“İletişim tarzındaki farklılıklar”
“Özlem duyulan eski bağ”
“Gelecek hedeflerinin uyuşmaması”
Bu tarz konularda sorunlar yaşıyorsanız açıkça iletişim kurun.
Konuşmak… ama gerçekten konuşmak…
Bu sadece kelime alışverişi değil; ruhların buluştuğu bir yolculuktur.
Her çift konuşur. Ama her çift bağ kurmaz.
Bağ kurmak için cesaret gerekir. Dinlemek, yargılamamak, açıklıkla paylaşmak gerekir.
✅ Gerçek konuşmalar, samimiyetle başlar
✅ Duygular bastırılmadan paylaşılırsa, ilişki derinleşir
✅ Sessizlik, iletişimin düşmanı değil; bazen en kıymetli aralığıdır.
Eğer siz de partnerinizle konuşuyor olmanıza rağmen içten içe hiçbir şey paylaşmıyormuşsunuz gibi hissediyorsanız;
Manavgat’taki kliniğimde ya da dünyanın neresinde olursanız olun, online terapiyle iletişim alanınızı genişletebilir, ilişkinize gerçek bir bağ katabiliriz.
Soru sormak, detaylı bilgi almak ya da randevu oluşturmak için WhatsApp butonuna tıklayabilir veya psikologsinanyuksel@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz.
Kendinize ve ruh sağlığınıza iyi bakın.
Uzman Klinik Psikolog Sinan Yüksel
Manavgat Psikolog | Bireysel, Çift ve Cinsel Terapi
Copyright @ | Uzm. Kln. Psk. Sinan Yüksel | Tüm Hakları Saklıdır.