İletişim

İlişkide Sürekli Terk Edilme Korkusu: Psikolojik Nedenleri ve Başa Çıkma Yolları

  • Ana Sayfa
  • Blog
  • İlişkide Sürekli Terk Edilme Korkusu: Psikolojik Nedenleri ve Başa Çıkma Yolları
İlişkide Sürekli Terk Edilme Korkusu: Psikolojik Nedenleri ve Başa Çıkma Yolları

“Ya bir gün beni bırakırsa?”
“Sürekli benden soğuyacakmış gibi hissediyorum.”
“İlişkim iyi gitse bile içten içe hep bir terk edilme korkusu taşıyorum.”

“İlgisi azaldı, kesin benden sıkıldı.”
“Beni yeterince sevmiyor gibi hissediyorum.”
“Ne kadar severse sevsin, sonunda herkes gider.”
“Bir hata yaparsam hemen vazgeçer diye korkuyorum.”
“Mesajlarına geç cevap verince hep en kötüsünü düşünüyorum.”

Bu cümleler sana bir yerden tanıdık geliyor mu? Yoksa sende bu cümleleri sık sık düşündün mü? Cevabın 'evet' ise okumaya devam etmelisin

Hem Manavgat’ta bulunan kliniğimdeki terapilerimde hem de şehir dışında ve yurt dışında yaşayan danışanlarımla yaptığım online seanslarda sıkça karşılaştığım derin bir duygu var. Terk edilme korkusu

Terk edilme korkusu, sadece ayrılıkla ilgili değildir. Bu duygu, kişinin sevildiğine, değer gördüğüne ve kalıcı bir bağ kurabileceğine olan inancının zedelenmesiyle ilgilidir.
Bilinçli olarak fark edilmese bile birçok ilişkide davranışlara yön veren gizli bir güç haline gelebilir.

Bu yazıda terk edilme korkusunun nedenlerini, belirtilerini, ilişkilere etkisini ve psikolojik olarak nasıl çalışıldığını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

1. Terk Edilme Korkusu Nedir?

Terk edilme korkusu, bir ilişki içindeyken partnerin bir gün ayrılacağı, sevmekten vazgeçeceği, ilgisini kaybedeceği gibi düşüncelerin sürekli olarak zihni meşgul etmesidir.

Bu korku, çoğu zaman somut bir nedene dayanmaz. İlişki yolunda gitse bile kişi kendini hep diken üstünde hisseder.

“İyi gidiyor ama fazla iyi, kesin yakında bir şey olacak.”
“İlişkide mesafe koyduysa muhtemelen soğudu.”
“Cevabını geç veriyorsa benden uzaklaşıyor demektir.”

Bu tür içsel diyaloglar, ilişkide kaygı seviyesini yükseltir ve bağlanmayı zorlaştırır.

2. Terk Edilme Korkusunun Psikolojik Nedenleri

Çocukluk Dönemi Bağlanma Yaraları

Terk edilme korkusunun en yaygın kökeni, çocuklukta yaşanan bağlanma sorunlarıdır.

Sık taşınmalar

Ebeveyn ayrılıkları

İhmal veya duygusal eksiklik

Aniden kaybedilen sevilen kişiler

Bu deneyimler, “Bağ kurarsam terk edilirim” inancının bilinçdışında yerleşmesine neden olabilir.

Geçmiş İlişkilerde Yaşanan Travmalar

Ani terk edilme

Aldatılma

Değer görmemek

“Gözümün içine baka baka gittiler.” türü deneyimler, kişinin sonraki ilişkilerinde sürekli tetikte olmasına yol açar.

Düşük Öz-Değer

Kişi kendini yeterince sevilmeye layık görmüyorsa, partnerin bir gün bu “gerçeği fark edeceğini” ve ayrılacağını düşünür.

“Beni neden sevsin ki?”
“O benden daha iyilerini bulabilir.”

Bu tarz düşünceler, ilişkide sürekli onay alma ve “giderse ben ne yaparım” korkusunu tetikler.

Bağımlı Kişilik Özellikleri

Bazı bireyler, ilişkiyi hayatlarının merkezine alır. “Sensiz yapamam” fikri zamanla ayrılık düşüncesini tehdit gibi algılamalarına neden olur.

3. Terk Edilme Korkusunun Belirtileri

Partnerin her hareketini analiz etme

Aşırı kıskançlık ve kontrol ihtiyacı

“Gideceksen git ama beni oyalama” gibi çıkışlar

İlişki iyi gitse bile “bir şey olacak” hissi

Partnerin yalnız kalmasına tahammül edememe

Mesajlara anında cevap alamayınca panik

Sürekli ilgi ve sevgi kanıtı isteme

Bu belirtiler, partnerin üzerindeki baskıyı artırır ve ilişkiyi içten içe yıpratır.
Kişi korkusundan kaçarken farkında olmadan ilişkiyi gerçekten kopma noktasına getirebilir.

4. Örneklerle Terk Edilme Korkusu

Örnek 1:
“Eşim işe gittiğinde bile içim sıkılıyor. Beni unutacak, beni özlemeyecek gibi geliyor. Saçma olduğunu biliyorum ama elimde değil.”

Örnek 2:
“Partnerim bana ilgi gösterdiğinde dünyanın en mutlu insanı oluyorum, ama azıcık mesafe koyduğunda sanki dünyam yıkılıyor.”

Örnek 3:
“Kendimi sürekli ilişkiyi kurtarma modunda hissediyorum. Sanki her an bitme riski var gibi yaşıyorum.”

Bu duygular kişinin iç dünyasında terk edilme korkusunun ne kadar baskın olduğunu gösterir.

5. Terk Edilme Korkusuyla Başa Çıkma Yolları

Fark Et ve Kabul Et

İlk adım, bu korkunun gerçek mi yoksa geçmişten gelen bir yük mü olduğunu fark etmektir.

“Ben şu an ne hissediyorum?”
“Bu tepki partnerimle mi ilgili, yoksa geçmişten mi geliyor?”

Açık ve Şefkatli İletişim Kur

Partnerine sürekli “beni bırakmayacaksın değil mi?” gibi sorular sormak yerine, duygunu ifade et:

“Bazen terk edilme korkum tetikleniyor. Bu seninle değil, geçmiş yaşantılarımla ilgili olabilir.”

Bu ifade hem ilişkiye zarar vermez hem de bağ kurmanı kolaylaştırır.

Bireysel Terapi Desteği Alabilirsin

Çocukluk yaraları, geçmiş travmalar ve değersizlik hisleri bireysel terapiyle güvenli şekilde çalışılabilir.
Terapide kişi hem bu duygunun kaynağını keşfeder hem de kendilik değerini yeniden inşa eder.

Çift Terapisi ile Bağ Güçlendirme

Eğer bu korku ilişkiyi etkiliyorsa, çift terapisiyle duygusal güven yeniden kurulabilir.
Terapist rehberliğinde partnerler birbirlerini daha iyi anlayabilir ve korkuyu birlikte dönüştürebilirler.

Kısacası

Terk edilme korkusu, sadece geçmişin değil, bugünün de ilişkisini şekillendiren güçlü bir duygudur. 

Bu korku fark edilip üzerine çalışıldığında, hem kişisel hem ilişkisel gelişim için dönüştürücü bir alana dönüşebilir.

Unutma: Sevilmeye değer olduğun fikri, bir başkasından değil, içsel olarak inşa edilmelidir. Ancak bu içsel inşa süreci bazen tek başına yürütülemez, profesyonel destekle güç kazanabilir.

Eğer siz de sürekli terk edileceğinizi düşünüyor, ilişkide huzur yerine kaygıyla hareket ediyor ya da partnerinize bu korkular yüzünden baskı yapıyorsanız;
Manavgat’taki ofisimde ya da online seanslarla bireysel ve çift terapisi desteği sunuyorum.
Birlikte hem bu korkunun kökenini anlayabilir hem de güvenli bir ilişki zemini inşa edebiliriz.

Soru sormak, detaylı bilgi almak ya da randevu oluşturmak için WhatsApp butonuna tıklayabilir veya psikologsinanyuksel@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz.

Kendinize ve ruh sağlığınıza iyi bakın.

 

Uzman Klinik Psikolog Sinan Yüksel
Manavgat Psikolog | Bireysel, Çift ve Cinsel Terapi