“Geçmiş geçmişte kaldı” diyorsan, bu yazı seni biraz düşündürebilir…

Wheatley Üniversitesi’nin 2023 yılında yayınladığı geniş çaplı araştırmaya göre, evlenmeden önceki cinsel partner sayısı, evlilikteki mutluluğu, bağlanma düzeyini ve boşanma riskini ciddi şekilde etkileyebiliyor. Ve bunun arkasında sadece psikoloji değil, aynı zamanda biyoloji de var.

Araştırma sonuçları, birçok kişinin farkında olmadan evliliğini etkileyen bir konuyu gözler önüne seriyor.

Araştırmanın Sonuçları Ne Diyor?

✅ Evlenmeden önce her yeni partner, boşanma riskini ortalama %5 artırıyor.
✅ Hayatında 10 ve üzeri partneri olan kişilerde, evliliğini “çok iyi” olarak değerlendirme oranı sadece %14.
✅ Sadece tek partneri olan bireylerde ise bu oran %50’nin üzerinde.

Kaynak: Wheatley Institute - The Myth of Sexual Experience, 2023

Peki ama neden?

 

✅ 1. Biyolojik ve Psikolojik Etki – Oksitosin Bağının Zayıflaması (Biyolojik Etki)

Her cinsel birliktelikte vücudumuz oksitosin hormonu salgılar. Bu hormon, güven duygusunu ve partnerle bağ kurma kapasitesini artırır.
Ama sürekli değişen partnerlerle bu hormonun etkisi duyarsızlaşır, reseptörler yorulur.
Yani artık biriyle bağ kurmak, gerçekten aşık olmak daha zor hale gelir.

“Bir kilidi sürekli farklı anahtarla zorlamak gibi... En sonunda o kilit bozulur. Ve artık doğru anahtar bile açamaz.”

Bu da, uzun vadeli bir ilişkide bağ kurmayı, güven inşa etmeyi ve bağlı kalmayı zorlaştırabilir.

✅ 2. Mükemmel İnsanı Arama Arzusu (Psikolojik Etki)

Çok sayıda partner deneyimleyen kişiler, farklı kişilerde farklı olumlu özellikler gözlemler: biri anlayışlı, biri çekici, biri eğlenceli, biri ilgili...

Zihin zamanla bu olumlu parçaları birleştirerek kafasında ideal bir partner şablonu oluşturur. Gerçek hayattaki hiçbir insan, bu hayali modele ulaşamaz. Sonuç? Sürekli bir tatminsizlik ve "daha iyisi vardır" hissi...

“Ayşe, eşiyle mutlu gibi görünüyordu ama aklında hep geçmişteki biri kalıyordu; biri kadar eğlenceli değildi, diğeri kadar yakışıklı değil. Bu karşılaştırmalar, mevcut ilişkisinden zevk almasını engelliyordu.”

❌ Peki Bu Demek mi ki “Geçmişi Olanlar Mutsuz Olur”?

Hayır. Bu araştırma istatistiksel bir eğilimden bahsediyor. Her bireyin geçmişi, yaşam öyküsü, psikolojik yapısı farklıdır. Geçmiş deneyimler farkındalıkla değerlendirildiğinde iyileşmeye ve sağlıklı ilişkilere engel değildir.

Ama şu bir gerçek:
✅ Daha az partner deneyimi, ortalamada daha yüksek evlilik memnuniyeti, daha az kıyaslama ve daha güçlü bağlanma ile ilişkilidir.

Ne Yapılabilir? – Sağlıklı Bir İlişki İçin Öneriler

✅Geçmişi Değil, Bugünü Konuşun

Partnerinizle geçmişte ne yaşandığından çok, bugün nasıl bir ilişki kurmak istediğinizi konuşun.

✅Farkındalıkla Geçmişe Bakın

Kendinize şunu sorun:

“Bu ilişkiye geçmişimin gölgesini mi taşıyorum? Yoksa gerçekten buraya, bu kişiye ve bu ilişkiye odaklanabiliyor muyum?”

✅Güven ve Sadakati Besleyin

Fiziksel sadakat kadar duygusal sadakat de önemlidir. Partnerinizi geçmişte kimseyle kıyaslamayın.

✅ Kıyaslamayı Bırak

Hiçbir gerçek ilişki zihindeki hayali modelle yarışamaz. Gerçek bağlar, zamanla ve emekle oluşur.

✅ Gerekirse destek al

Evlilik terapisi ya da bireysel danışmanlık, bu süreci çözümlemek için çok etkili olabilir.

 

Kısacası

Evlilikte mutluluğu etkileyen unsurlar arasında, geçmiş ilişkiler de yer alıyor olabilir. Çok sayıda partner deneyimi; hem biyolojik bağlanmayı zayıflatıyor, hem de zihinsel olarak mükemmeli arama eğilimini besliyor.

Ancak geçmiş, tek başına bir kader değildir. Farkındalıkla yaşamak, geçmiş deneyimlerden öğrenmek ve bugünü inşa etmek mümkündür.

Eğer...

Geçmiş ilişkilerin etkisinin, bugünkü evliliğini ya da ilişkini nasıl etkilediğini merak ediyorsan, Manavgat’taki kliniğime gelebilir ya da dünyanın neresinde olursan ol, online terapiyle birlikte duygusal bağını güçlendirebiliriz.

Soru sormak, detaylı bilgi almak ya da randevu oluşturmak için Whatsapp butonuna tıklayabilir veya psikologsinanyuksel@gmail.com adresine mail  gönderbilirsiniz.

Kendinize ve ruh sağlığınıza iyi bakın.

 

Uzman Klinik Psikolog Sinan Yüksel

Manavgat Psikolog | Bireysel, Çift ve Cinsel Terapi